8 Haziran 2010 Salı

gönül-hane




sen bilmezsin düş prensi,
rüyalardan çıkıp gelmeyen
anka kuşunun kanadında sakladığı,
hazine neydi?

damarıma nasıl enjekte ediyorum
zemherinin,
ayaz gecelerinden yazgı,
türkü dilli sevgiliyi?

dudaklarım arasında tutunan
sigara gibi tükensemde
aklım başımda olduğu halde,
ateşi aşkına yaktım kendimi.

bilirim yar, vuslat bir masal
bizden başkası inanmaz
yanardağ gibi eritir,
avuçlarımız arasında iz bırakanlar.

günahsa günah deyip
kanat çırptık aşkın ummanında
kefareti ödenmiş vebalin
daha yolun en başında.

kalbime, çentik atıp kaçacakmısın,
der gibi baktı gözlerim
çizik çizikti, ödenmişti bedeli,
vebali üzerine yüklü suallerin

kudreti olmayan dil
boyundan büyük konuşur, su yüzeyinde
ömür akıp gider,
izi kalmaz hatıraların,
aklının en ücra köşesinde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder